Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

28 Kasım 2015 Cumartesi

Yükseköğretim Kalite Kurulu, vakıf üniversiteleri, 120 milyon maaşlı yönetici meselesi

CBT Gündem, Sayı 1497; 27 Kasım 2015


-Yeni- YÖK şu sıralarda gündemden düşmüyor.. Tıp (ilk 40 bin), Hukuk (ilk 150 bin), Mühendislik (ilk 240 bin) kararlarından sonra Mimarlık programına girebilmek için de ilk 200 bin içinde olmak gerektiği ilan edilmiş ve göreceli giriş zorluğu (sınav notu barajları) getirilmişti; ama YÖK’ün kamuda yaptığı reyting daha çok disiplin yönetmeliği yasa taslağı ile oldu. Bu yönetmeliğin de vakıf üniversiteleri ile ilgili el koyma maddesi, “YÖK Cemaat üniversitelerine el koyacak, bunun hazırlığı” olarak medyada yorumlandı.
Cemaate yakın şirketlere ve medyaya, terör örgütü kapsamına alınarak iktidarın politikası gereğince mahkemece kayyumlar atanması, sıra Cemaat üniversitelerine mi geldi, YÖK’ün yeni disiplin yasa tasarısı bunun için mi hazırlandı, sorusunu üretti.
Aslında yasalara göre faaliyetini yürütemez duruma gelen vakıf üniversiteleri, yasa gereği öteden beri devlet üniversitelerince devralınıyor, yani böyle bir madde var. Şüphesiz YÖK’ün böyle bir hazırlığı olması gerekmiyor, ama siyasal iktidar eğer Cemaati üniversitelerde de bitirmek istiyorsa, bunun için öncelikle YÖK’e gerek yok. YÖK şüphesiz vakıf üniversiteleri hakkında muamele yapabilir, ama şimdiye kadar da herhangi bir vakıf üniversitesine de el koymuş değil.
Soru şu: Acaba el konacak durumda olan vakıf üniversitesi yok mu, yoksa YÖK buna cesaret mi edemiyor? Kulağımıza çalınanlara bakılacak olursa, bir kaç tane var.. En rezilinden de bir tane.
***
Yeni disiplin yasa tasarısı, üniversitelerde akademik ve idare personel ile ilişkili disiplin cezalarını tamamen üniversitelere bırakıyor. YÖK’ün atadığı rektör ve dekanlar dışında. Dahası bilim hırsızlığı (intihal) olayları da. Bu şüphesiz üniversitelerin, bu tür sorunlarını YÖK’e havale etmekten kurtarıyor, YÖK de merkezi bir işini yerellere devrediyor.
Şimdi geldi üniversitelerin disiplin intihal vb gibi konularda “rüştlerini ispat”larına.. Titizlikle araştırma, hak adalet ve yasalara uygun davranış ve kararlar alma konularında üniversiteler bunları ne kadar başaracak; özellikle bilim hırsızlıklarıyla yükselme unvan gaspetme yolunu seçenler konusunda titizlikle durulacak mı.
***
YÖK çevresinden aldığımız bilgilere göre, yeni disiplin yönetmeliğindeki her madde, karşılarına çıkan ciddi sorunlara çözüm getirme amacını taşıyor. 20 kadar maddede değişiklik yapmışlar. Durup dururken masa başında yazmamışlar. Vakıf üniversitelerinin bazılarında ciddi mali kayıtlar, sorunlar var. Bir üniversitede yönetici maaşı olarak 120 milyon lira gibi bir rakama bile rastlamışlar. Yani iç boşaltma operasyonu! 90 kadar vakıf üniversitesinin dörtte birinde, yönetmeliğe göre irili ufaklı sorun var.
Medyaya da yansıyan mesela üniversite kuran THK’nun İstanbul Laleli’deki o güzelim evleri ve üzerinde yapılan Ramada oteli, şimdi kimlerin malı oldu çıktı ve satıştan gelen paralar nerelere aktarıldı?!

***
Önemli bir karar hayata geçirilen Yükseköğretim Kalite Güvencesi Kurulu. Üyeleri belli olmaya başladı. Bu karar “Yükseköğretim kurumlarımızda eğitim-öğretim, araştırma faaliyetleri ile idarî hizmetlerinin iç ve dış kalite güvencesi, akreditasyon süreçleri ve bağımsız dış değerlendirme kurumlarının yetkilendirilmesi süreçlerini” kapsıyor.
YÖK’ten aldığımız bilgiye göre “Yeni YÖK olarak kalite merkezli büyüme ve buna bağlı süreçlerin geliştirilmesi öncelikli gündemimizde. Yükseköğretim Kurulu ile ilişkili fakat karar alma süreçlerinde bağımsız ve şeffaf bir yapıda olacak Kalite Kurulu tarafından gerçekleştirilecek”.
Kurul’da ilgili paydaşlar yer alıyor. Kurumsal değerlendirme ve program akreditasyonu merkezli bir dış değerlendirme sistemi gerçekleştirilecek. “Bu kurumsal dış değerlendirme, kurumların misyon farklılıklarını dikkate alan bir özdeğerlendirme sistematiği esasına dayanacak, bu da kurumlarımıza daha fazla özerklik ve kendi hedeflerine odaklanmasına imkan sağlayacak.”
Ayrıntı fazla.. Ama önemli bir nokta, “Kalite Kurulu, yasal zorunluluk gereği gerçi YÖK ilişkili bir yapıya sahip., ancak “Kurul’un oluşumu ve üye yapısı, karar alma süreçlerinde bağımsız olmasına özen gösterilmiş ve en önemlisi tespit ve önerilerini Yükseköğretim Kuruluna sunarken eş zamanlı olarak kamuoyu ile” paylaşabiliyor.
“Yeni YÖK” diyor ki “Kalite Kurulu Türk yükseköğretim sistemimizde yapısal bir değişimi de başlatacak.”
***
Neyse, YÖK cephesinde durum böyle..
Dergimizde dikkatinizi ana konumuza çekmek isteriz, 30 Kasım’da Paris’te başlayacak olan İklim Değişikliği konferansından önce, biz de iklim değişikliğinin, dünyada terör dahil, yaratabileceği olumsuzluk konusunda derli toplu bir dosya sunuyoruz.

Devam edecek.. Gelecek Cuma yeniden buluşmak dileğiyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder